Bazıları insan ırkının evrendeki tek canlılar olduğunu söylese de birçok insan bunun aksine düşünür. Son yıllarda bile gelişen teknoloji ile birçok yaşanabilir gezegen keşfedildi. Sadece kendi galaksimizde değil yüzlerce ışık yılı uzaklıktaki galaksilerdeki gezegenler bile artık incelenebiliyor. Bazıları dünyamızda kat kat büyük olsa da yaşanabilecek doğal bir kıyamet senaryosunda yaşam vadeden gezegenler elbette bulunuyor. İnsanların temel yaşam ve enerji kaynaklarını barındıran bu gezegenler, gelecek yıllarda belki de ziyaret edebileceğimiz yeni adresler olabilir. Sen de yeni dünya olabilecek gezegenleri merak ediyorsan okumaya devam et!
GLIESE 581D
Dünyaya sadece 20 ışık yılı uzaklıkta bulunan Gliese 581D, yaşanabilir gezegenler arasında bulunuyor. S kaynağı ve kayalıkların var olduğuna dair araştırmalar olsa da atmosferinin karbondioksitten olması yaşam şansını azaltıyor. Dünyadan 5 kat büyük olan gezegene 2008 yılında dünyadan “Merhaba” adlı bir mesaj gönderilmişti. Dünyamızın yüzde 30’u kadar ışık alsa da benzer özelliklere sahip olması gelecek için acaba sorusunu akıllara getiriyor. Ayrıca bu gezegen kırmızı cüce olarak adlandırılan bir de yıldızı bulunuyor.
GLİESE 667CC
Dünyaya rakip bir diğer gezegen, Gliese 667 CC gezegenidir. 22 ışık yılında bulunan gezegen, kırmızı bir cüce gezegeni etrafında dönüyor. Bu cüce gezegen güneşimizle benzer özelliklere sahip olduğu gibi daha az radyasyon yayıyor. Bu gezegenin en dikkat çeken özelliği ise bir yılın 28 dünya gününe eşit olmasıdır. Merkez yıldız’a daha yakın mesafede olan gezegen dolayısıyla bir turu daha kısa sürede tamamlıyor. Eğer bu gezegende yaşama şansımız olsaydı 500’üncü doğum günümüzü anma imkanımız olabilirdi. Ayrıca güneşin dünyanın güneşinden daha büyük olduğu için gökyüzünde çıplak gözle oldukça görünür bir şekilde olacaktır. Dünyamızdan yaklaşık 5 kat büyük olduğu düşünülen gezegen insanların ağırlığını da etki edecektir. Yani dünyada 80 kilo olan biri burada 100 kilodan fazla olacaktır.
KEPLER-22B
Dünyadan 600 ışık yılı uzakta bulunan Kepler 22b dünyamızın 2,5 katı büyüklüğündedir. Burada bir yılın tamamlanma süresi 290 gündür. Dolayısıyla dünyamızla oldukça benzerdir. Henüz gezegenin gaz mı sıvı mı yoksa kayalıktan mı oluştuğu tam olarak bilinmiyor. Yüzey sıcaklığının 22 derece olduğu düşünülen gezegen, 5 Aralık 2011 tarihinde duyurulmuştur. Kepler-22B’nin etrafında döndüğü güneşi ise dünyanın güneşinden %25 daha az parlaklık ve ısı yayıyor. Bazı eksikliklere sahip olan gezegen, içerisinde devasa okyanuslar barındırıyor olabilir. Yerçekiminin fazla olması, geniş kara alanlarının da oluşumunu engelliyor olabilir. Yine de heyecan verici keşiflerden olduğu bir gerçek.
KEPLER-69C
Dünyadan yaklaşık 2 katı yoğunlukta olan Kepler 69c üzerinde yaşam olup olmadığı tam olarak bilinmese de dünya ile oldukça benzer. Gezegen, kendi güneşi etrafında dönüşünü 242 günde tamamlar. Ayrıca güneşi dünyanın güneşinin %80’i kadar parlaktır. Güneş sistemindeki Venüs’e benzese de yaşam ihtimali olması bilim adamlarının ilgisini çekiyor. 2.700 ışık yılı uzaklıkta olması ise günümüzün teknolojisi ile şimdilik ulaşılmayı hayal hale getiriyor.
KEPLER-186F
Dünya ile oldukça benzer olan Kepler-186f, dünya’dan yaklaşık %10 daha büyüktür. 500 ışık yılı uzakta olan gezegende bir yıl 129.9 gündür. Dünyadakine göre daha az mevsim geçişlerine sahip olan gezegen, bunu eksen eğikliğinin az olmasına borçludur. Yaşanabilir olup olmaması ise günümüz teleskoplarıyla ne yazık ki anlaşılamıyor. Özel teleskoplarla dinlenen gezegenden bir radyo sinyali alınamaması da dünya dışı yaşam olasılığını en aza indiriyor. 19 Mart 2014 yılında keşfedilen Kepler-186f tahmin edilen yaşı 4 milyardır. Güneşinin parlaklığı ise dünyada güneşin batmadan önceki son anları gibidir. Kepler-186F gezegeni, Kepler 186 yıldız sisteminde yer alan ve sisteme en uzak 5 gezegenden biridir.
KEPLER-442B
Dünyadan %33 büyük olan Kepler-442b, bize 1206 ışık yılı uzaklıktadır. Bu da gezegeni teknolojik bir uzay aracı yapmadan ulaşılmayı mümkün hale getirmiyor. 2015 yılında keşfedilen gezegen, her bir yılını 112 günde tamamlıyor. Gezegenin en dikkat çeken yanı %97 yaşam vaat etmesidir. Kızıl bir cüce gezegenden oluşan güneşe sahip olan Kepler 442b’nin yaşamı sürdürebilmek için yeterli ışık alabildiği biliniyor. Gezegenin güneşi, dünyanın güneşinden %40 daha hafiftir. Bu özellik yaşam için umut vericidir. Bilim adamlarının aktardığına göre gezegenin kayalıklardan oluştuğu biliniyor. Ağırlığının ise dünyanınkinden yaklaşık 2,5 kat fazla olduğu keşfedilmiştir
KEPLER-452B
23 Temmuz 2015 yılında keşfedilen gezegen, kepler uzay aracı tarafından bulunmuştur. Yaşanabilir bir bölge içerisinde ve güneş benzeri bir yıldıza sahip olan gezegen, dünya dışı yaşam için umut oluyor. Fakat 1400 ışık yılı uzaklıkta olması bu umutları şimdilik söndürüyor. 6 milyar yaşındaki gezegen dünyadaki yerçekimi 2 kat daha güçlüdür. Dünyada 70 kg olan bir insan bu gezegende 140 kilo olacağı anlamına gelir. Ayrıca dünyadan bir buçuk kat daha büyük olmasının yanı sıra 1.5 milyar yıl daha yaşlıdır. Bu etkileyici gezegende bir yıl tam 385 gündür.
KEPLER-1649C
15 Nisan 2020 yılında keşfedilen Kepler-1649C, 300 ışık yılı uzakta belki de yeni sakinlerini bekliyor olabilir. Kızıl bir cüce gezegenden enerjisini alan gezegende bir dünya yılı tam 19.5 günde tamamlanıyor. Yani neredeyse her ay yeni yaşınızı kutlayabilirsiniz. Dünyanın güneşinin sahip olduğu gücün %70’ini alabilmesi, onu yaşanılabilir kılıyor. Ayrıca büyüklük bakımından da dünyanın neredeyse aynısı. Sadece 1.06 kat büyük olan gezegen, kütle olarak da dünyadan 1.2 kat ağırdır. Bu özellikler bakımından, dünyamızla neredeyse aynı karaktere sahip bir gezegendir. Karasal bir yüzeye sahip olduğu tahmin edilen Kepler-1649C’de gelgitlerin fazla olduğu düşünülüyor. Bunun sebebi yıldızına yakın olmasıdır.
Trappist-1E
Dünyadan 40 ışık yılı uzaklıkta olan gezegen, kayaçlardan oluşan dünya benzeri bir yapıya sahiptir. Trappist-1 yıldız sistemindeki 7 gezegenden dördüncüsüdür. Bir atmosfere sahip olduğun tahmin edilen gezegen, dünyamızın %60’ı kadar boyuta sahiptir. Ayrıca sıcaklığı da yaşanabilir seviyededir. Deniz, nehir, azot, hidrojen ve karbondioksit gibi yaşam kaynaklarının olduğu düşünülüyor. Gezegenin şu an için nasıl göründüğü tam bilinemiyor. Fakat yoğunluğundan karaların suya oranla daha fazla olduğu düşünülüyor. 2017 yılında keşfedilen gezegen, yakın konumda olması nedeniyle de umut ışığı veriyor.