Sigmund Freud insanoğlunun davranışlarını araştırmaya başladığında, psikolojiyi felsefenin bir dalı olarak buldu. Deneysel yönü de psikoloji ve fizyoloji arasındaki sınırdaydı, kendi ruhunun incelemesiyle ortaya çıkıyordu. Çalışmalarını bıraktığında ise “birleşmiş bir bütün” meydana getirmişti. İnsan zekası coğrafyasının ana çizgilerini ortaya koymuştu. Şüphe ile karşılanan bilinçaltı ve bilinçsizlikte bunlara katılmıştı ama Freud başarılı oldu.
- Freud’un Aile Yapısı:
Sigmund Freud 6 Mayıs 1856 yılında Avusturyanın Freiberg kentinde yirmi bir yaşındaki annesi Amalia Freud un ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Jacop Freud un ise dört çocuğu daha vardı. Sigmund Freud doğduğu andan itibaren annesi dünyada büyük işler başaracağına ve onun isminin hiç unutulmayacağına inanıyordu. Bütün hayatı boyunca da asla bu inancından taviz vermedi. Annesi Sigmundun üstüne çok düşüyor bir dediğini iki etmiyordu. Bir rivayete göre Sigmund daha on yaşındayken kardeşi Anna nın piyano çalışmalarının kendi çalışmalarını engellediğini söylemiş ve piyanonun evden gönderilmesini talep etmişti. Nitekim annesi bu isteğini kabul etti ve Anna nın piyanosu evden gönderildi. Yaşı ilerledikçe annesi ile bağının giderek arttığını iliklerine kadar hissetmiş ünlü bir birey olduğunda ” Hayatı boyunca annesinin gözdesi olduğunu bilen insan, kendisini bir fatih gibi hisseder ve başarıya ulaşacağına o derece güveni vardır ki, elde ettiği başarılar, kendisine küçük görünür” demişti. Jacop Freud ve ailesi Sigmund doğduktan dört yıl sonra ticaret yapmak için Viyanaya göç etti. Ailesi yahudi asıllıydı, pek çok yahudiyi Avusturya da çeşitli meslekler de ün saldıkları halde daha o zamanlar, Ülkede yahudi düşmanlığı yerleşmişti. Bu düşmanlıkları da asla saklamıyorlardı. Jacop Freud geleneksel bir yahudi ailesinin reisiydi. Her bireyin mutlak suretli itaat etmesini ve aile reisine bağlılığının gösterilmesini istiyordu. Ailesine karşı gösterdiği sertliği adil olmakla birlikte oğluyla ilişkilerin de disipline olan düşkünlüğü yüzünden sevgi ve korku hissiyatı ad başı yürütülmekteydi. Ana oğul ilişkisi ise bunun tam tersiydi bu sebeple Freud un gelişimi üzerinde etkili olduğu gibi babasıyla olan ilişkisi de bir bakıma renkliydi. Sigmund sekiz yaşına kadar babası tarafından eğitilmişti doğrusu Sigmund da akıllı ve meraklı bir çocuk olduğunu babasına göstermişti. Kitaplara olan ilgisi yüksekti yürüyüş dışında herhangi bir sporla ilgilenmiyor dışarıda olmaktan çok içeride çalışmayı daha çok seviyordu. Sekiz yaşında Viyanadaki spor okuluna gitti, son derece başarılı öğrenciliği ona sekiz yıl boyunca aralıksız sınıf birinciliğini getirmişti. Alman edebiyatına ve Shakespare in eserlerine büyük bir tutkuyla bağlandığında henüz yirmi yaşındaydı. Oturdukları evde büyüklerin ve çocukların paylaştıkları üç oda bulunmasına rağmen hole açılan küçük bir odada Freud tek başına kalıyordu. Böylece daha küçük yaşından itibaren kendisine özgü küçük bir yere sahip olmuştu. Yatılı okula gidene kadar bu küçük odada çalışmalarını sürdürmeye devam etti. Freudun arkadaşları tıpkı kendisi gibi ağırbaşlı ve ciddi kişilerdi onlarla edebiyat ve sanat konuşuyor felsefe üstüne fikir yürüte biliyorlardı. Countu bu yoldan keşfettiğinde henüz on dört yaşındaydı. Counttan sonra ünlü filozofları keşfetmişti , bu dönem en büyük hayali filozof olmaktı.
- Freud’un filozof olma hayali:
Freud küçük yaşta olmasına rağmen gerçekci bir insandı. Maddi durumunun ne felsefeye ne de edebiyata uğraşmasına yeterli olmadığınında farkına varabiliyordu, bunun üzerine hayal kurduğu tüm heveslerden vazgeçti. Freud öğrenim tamamladıktan sonra tıpla ilgilenmeye başlamıştı. Babası oğlunun uzun bir süre üniversite dönemi geçirecek olmasına maddi durumları el vermediği halde karşı çıkmadı böylece Freud 1873 yılının sonunda Vİyana üniversitesine başladı. Üniversitenin ilk yılları epey zorlu geçiyordu çünkü yahudi düşmanlığı buradada yakasına yapışmıştı diğer öğrenciler Freudun yahudi olmasından dolayı kendilerinden aşağı hissetmesini bekliyorlardı o ise buna her daim karşı çıktı. İlk yıl boyunca ilgisini çeken bir bilim dalı bulamadığı için epey bocalamıştı ama yinede başarılı bir öğrenciydi. Bu başarının hediyesi olarak Freud on dokuz yaşında İngiltereye babasının üvey kardeşinin yanına gönderildi. İngiltere onun için bilim dalı seçiminde çok faydalı oldu döndüğünde artık seçeceği dal belliydi. Termodinamiğin kurucularından olan ünlü fizikçi Robert von Mayerin öğrencisi fizyolok Ernst Brückenin laboratuvarunda devam edecekti. Altı yıl boyunca fizyoloğun yanında araştırmalara katılmıştı. Bu araştırmalara öylesine dalmıştı ki tıp öğreniminin geri kalan bölümüne çok az vakit ayırmıştı. Bu yüzden beş yılda bitmesi gereken tıp öğrenimi ancak sekiz yılda tamamlandı ve Tıp Doktoru ünvanını elde etti. Freud , Brückenin yanında verdiği emeklerden yanında asistan olarak kalmayı planlamıştı ama fizyolok onu asistan olarak kabul etmedi, oysa bu ünlü bilginin yanında kalmayı hep arzulamıştı.
- Araştırmaları:
Okul bittikten sonra 1881 yılında kız kardeşi Annanın görümcesi Martha Bernays ile nişanlanmış fakat bir aileyi geçindirecek kadar para kazanamadığı için evlenmeyi uygun görmemeşti. Brückenin yanından ayrıldıktan sonra Viyana hastanesinde doktor olarak görev aldı. Burada Theodor Meyner tin etkisi altında kalan Freud merkezi sinir sistemi hakkında araştırmalara başladı.Fakat bu kendisine çok para kazandıracak bir bölüm değildi bu yüzden altı ay sonra sinir hastalıkları konusunda karar kıldı. Viyanada bu dalda çok az doktor vardı olanlarda Freuda güler yüzlü değildi. Bunun üzerine yeterince para biriktirip Parise gitmeyi ve burada sinir hastalıkları konusunda en büyük otorite olan Jean Martin Charcot un yanında çalışmayı arzuladı. Yeni görevine henüz başlamışken ortaya çıkan bir gezi imkanı onun Charcot un yanında hipnoz alanında çalışmasını sağladı. Freud 1885-1886 ilk baharına kadar Pariste çalışmalarını sürdürdü. Onu uzun süredir bekleyen sabırlı genç kadın Martha ile evlenmek üzere Viyanaya dönmeye karar verdi. Viyanada kendisine muayenene açtı ve sinir hastalıkları uzmanı olarak doktorluk hayatına başladı. Bağımsız çalışma döneminin ilk günlerinde direniş ve dertlerden başka birşey görmedi. Hastaları üzerinde çalışmaları kısa süre içinde dikkatleri üzerine çekmişti. Kısa bir süre sonra muayenesindeki bekleme salonu her türlü sinir hastasıyla dolup taşıyordu işte teorilerini ve buluşlarını hazırlamasına sebep olan hastalar bu insanlardı. İlk çalışması isteri nöbetlerinin üzerine oldu. On yılın sonunda ortaya çıkan çalışmalarının sonucu İsteri Araştırmalar tıp psikolojisi tarihinde bir dönüm noktası olmuştu. Sinir hastalıkları kökeninde bilinç altının en önemli etken olduğu ilk defa bu araştırmada yayınlanmıştı. Buna dayanılarak sinir hastalıklarında yeni bir tedavi yöntemi ortaya çıktı, Psikanaliz bu yeni kavram tartışmalarıda beraberinde getirmişti bütün bu tartışmalara ve direnişlere karşı sinir hastalığının nedenini ortaya koymak ve tedavilerini sağlamak için çalışmalarına hızla devam etti. En son Teorileri ile rüyalara birer anlam buluyor ve ilkel toplulukların genelinde edebiyat ve sanatta gündelik hayatın içinde oluşan türlü eylem ve düşüncelerde varlığını ortaya koyan bilinçsiz kuvvetlere birer anlam yakıştırıyordu. 1900 yılında yayınlanan rüyaların yorumu kendisine uluslar arası bir ün sağladı. Bu zamana kadar sadece Viyanada Freud üzerine yapılan tartışmalar artık tüm dünyaya yayılmıştı. Buna rağmen o çalışmalarına titizlikle devam etti. Bu tartışmaları körükleyen diğer çalışmalarıda sırasıyla gelmeye devam etti. Bu eserler 1904 yılında yayınlanan “Günlük Yaşamın Psikopatolojisi” idi. Daha sonra bunu 1905 yılında aklın bilinç altıyla ilişkisi ve cinsellik teorsine üç katkı araştırmaları izledi. 1913 yılında ise Totem ve Tabu yayınlandı. Freudun evlilikten altı çocuğu olmuştu üç erkek çocuğu birinci dünya savaşında askere göndermek zorunda kaldı yine savaşın etkisiyle maddi durumu iyi olmayan aile freudun kızı Sofi yetersiz beslenme ve zatüreden hayatını kaybetti. 1902 den sonra çarşamba günleri psikoloji derneği adı altında başta Alfred Adler olmak üzere Freudun ilk yandaşları bir araya toplandılar. 1907 de Carl Gustav Jung tarafından ziyaret edildi. Yung , Freud ile birlikte birinci psikanalizin kongresine katıldı ve psikanalizm üzerine konferanslar vermek üzere Freud ile birlikte America Birleşik Devletine yolculuk etti. Freud her gün yirmi , yirmi beş pro içmesinden mütevellit on beş yıl boyunca çene kanseriyle mücadele eden seksen iki yaşındaki Freudun, Avusturya işgal ediltikten sonra mallarına el konuldu ve çalışma yapması engellendi. Bunun üzerine kendisi İngiltereye gitmeye ikna oldu. Gerekli izinler için naziler yirmi bin ingiliz parası talep etti. Yunanistan prensi parayı tamamen ödemesiyle birlikte Londraya gitti, fakat sağlığı giderek bozulan Freud kanser sebebiyle dayanılmaz acılar çekiyordu. Bu yüzden kızı ve doktor anlaşarak yüksek dozda morfin enjekte edilmesi sonucu Londraya gittikten on beş ay sonra yani 23 eylül 1939 yılında hayata gözlerini yumdu.